Sayın Adnan Oktar'ın 13 Haziran 2017 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

ETİKETLER:

A9 TV, 13 Haziran 2017

 

(Dün Bingöl’ün Genç ilçesi Yeniyazı Köyü kırsalında askeri aracın geçişi sırasında teröristlerin önceden tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu Uzman Çavuş Ramazan Aydoğan şehit oldu. Bugün şehidimizin cenazesi vardı.)

Allah nurunu artırsın, çok nurlusun maşaAllah. Dünyaya kendilerini göstermeye gelir şehit. Şehit aleminden gelir şehit. Kaderde zaten orada şehit oluyor, şehit olarak duruyor. Orası boş bir yer olup da buraya geliyor değil zaten orada oluyor o, şehit aleminde olur. Ama insanlar bilmiyor onun şehit olduğunu buraya geliyor şehit olup şehit alemine geri dönüyor. Tek bir an vardır sonsuz uzun zamanlar sonsuz kısa zaman içinde bitmiştir. Öyle olunca şehit nereden gelir? Şehit aleminden gelir. Evet, Allah şahadetini mübarek etsin. Allah meşhur etsin, makbul etsin, mübarek etsin tebrik ediyoruz. Allah bizlere de nasip etsin her seferinde imreniyoruz. Elleri yüzleri de nur gibi dikkat ederseniz hepsinin şehit olacakların yüzlerinden anlaşılıyor. Görüyor musun bak yüzdeki temizliği maşaAllah. Allah annesine babasına uzun ömür versin, sabr-ı cemil. Ne mutlu annesine, ne mutlu babasına, ne mutlu sevdiklerine, ne büyük şeref bir kabadayı evladı olması bir insanın büyük güzellik, babaları da kabadayı maşaAllah. “On tane oğlum olsun onunu da gönderirim” diyor “ben de giderim” diyor “Allah için feda olsun” diyor adamın yapacağı bir şey yok PKK’nın. Köpek gibi didiniyorlar bir şey yapacaklarını zannediyorlar hiçbir şey çıkmaz.

 

Herhangi Bir Karşılık Bekleyerek Değil, İçten Gelerek, Samimi ve Allah İçin Yapılan Dua Önemlidir.

Duada samimi olmak lazım. Maaşını alıp televizyon şirketinin tavsiyesi üzerine dua değil de gerçekten içten gelerek dua etmek önemlidir. Samimi olmak önemlidir. Arkadaş izlemiyor demek ki, iftarda da sahurda da biz dua yayınlıyoruz. Gösteriş için değil Allah için, maaş için değil Allah için. Ben her kanal için söylemiyorum ama bazı kanallarda bazı hoca efendilerin samimi olduğuna inanamıyorum. Maaşını vermezsen gelmez adam, bu kadar açık isterse denesinler “para vermeyeceğiz, gelir misin?” desinler, gelmez. Böyle olmaz. Ramazanda sohbet programı sadece diğer kanallarda değil bizim kanalımızda da mükemmel icra ediliyor. İftar öncesi canlı yayında ramazan programlarımız gayet güzel, yıllardan beri geleneksel olarak devam eder. Allah’ın hükmüne uygun olarak.

 

(Cumhurbaşkanımız’ın iftarına dekolte giydiği için Hülya Avşar’a Twiter’da karşı etiket yapmışlar)

“Dekolteni Kapat” Yani ne kadar kendilerini kadınlardan üstün görüyorlar. Akıl veriyor. Halbuki o sanatçı bir insan, nasıl giyineceğine kendi karar verir. Kendini güvende görüyorsa istediği gibi de giyinir, sana mı soracak? “Dekolteni Kapat” Kapatmazsa ne olacak zorla mı kapatacaksın? İstediği de o belki de zorla kapatacağını düşünüyor, gün gelecek zorla kapatacak. Böyle bir şey olmaz. Hülya Avşar doğru olanı yapmış. Dekolte gönlünden geçti ise yakıştığını düşündü ise gayet güzel olmuş ki Türkiye’nin modern yapısına son derece uygun. İmajımız açısından da çok düzgün bir hareket, doğru yapmış tebrik ediyoruz.

 

(Sayın Devlet Bahçeli İngiltere’nin bölgedeki pozisyonuna dikkat çeken şöyle bir açılama yaptı Adnan Bey, “Türkiye’nin Ortadoğu’da ne işi var?” diyen “Doha’da ne yapacak?” tartışması çıkaran başta CHP olmak üzere malum çevrelere açıkça sormak istiyorum. Türkiye’nin bölgede pozisyon alması gözünüze batıyor da Amerika’sından, Almanya, Fransa ve Birleşik Krallığına kadar birçok ülke niçin dikkatlerinizden kaçıyor? Kimlere sözcülük yapıyorsunuz? Eğer yürekli iseniz, eğer minderden kaçmayacaksanız, eğer sıkıyı görüp araziye uymayacaksanız Amerika’ya “ne işiniz var Ortadoğu’da?” deyin de endamınızı görelim. Adamsınız diyelim. CHP’nin cesareti varsa Rabia polemiğine değil emperyalizmin bölgeye kurduğu kanlı rampalara kafa yorsun, bunu dert edinsin” dedi.)

Doğru söylüyor ama İngiliz derin devleti ile mücadele için de tabii çok iyi bir Hristiyan-Müslüman ittifakı gerekiyor. Rusya ile işbirliği yapılması gerekiyor. Tayyip Hocam’ın da o yönde atakları var. Fakat Tayyip Hoca’ya sahip çıkmanın milli bir mesele olduğunu birçok insan anlayabilmiş değil. Dünyadaki tehlikeyi de görebilmiş değiller. Tayyip Hocamız’a sahip çıkmanın memleket ve bölge açısından ne kadar faydalı olacağını da akıl edemiyorlar bazı kişiler. Sen bir mili liderin etrafında toplanırsan otuz üç milyon insan, otuz üç milyon daha seksen üç milyon insan muazzam bir güç bir kişinin etrafında hangi ülke buraya gelebilir? Ama sen yarı yarıya bölünürsen adam kafa tutar. Çünkü güç bölündü diye düşünecektir. Der şöyle elliye elli olduğuna göre ben ellinin bir tarafına bir ağırlık versem eder elli beş, kırk beşi kontrol altına alırım der. Ama sen elliye elli yapmaz da yüzde yüz yaparsan ne olur? Adamın geleceği hiçbir yer kalmamış oluyor. Nefes aldırmazsın. Onun için Tayyip Hoca’yı seviyorum sevmiyorum polemiğini bırakıp doğrudan desteklenmesi gerekir, şahsını lider olarak. Parti olarak demiyorum. Bir lidere bu milletin ihtiyacı var. Lidersiz milletler hep darmadağın olur Allah esirgesin.

 

(Ankara’nın Nallıhan ilçesinde yüz kişilik bir grup, gece saatlerinde şantiye basarak Bingöl’den gelen Kürt işçilere saldırdı. Saldırı sırasında bir Şii’yi üçüncü kattan aşağı atan grup, işçilere işkence yaptıktan sonra tüm işçileri inşaat dışına çıkartarak İstiklal Marşı okuttu. Saldıran ırkçı grubun “Ülkemizden defolup gidin. Biz size yemek verdik ama siz ihanet ediyorsunuz” diye bağırdıklarını söyleyen Kürt işçilerden biri “Ben seviyorum bu ülkeyi. Kurban olurum bayrağıma. Ama bizi ülke düşmanı gibi kapıya çıkarıp İstiklal Marşı’nı okuttular” dedi.)

En şiddetli şekilde karşılık verilsin. Bir de bunu yapan adamların hepsi teşhir edilsin. Kanunda değişiklik yapılsın. Böyle münasebetsizlik yapanlar teşhir edilmeli. Önden yandan resimleri, boydan da resimleri tek tek basına dağıtılsın. Biz bunları bilelim. Bunlar FETÖ’cü mü? İngiliz derin devletinin ajanı mı? Nihat Atsız ekibinden mi? Aklı mı gitti? Sevgisiz insanlar mı? Sadece cahilliğinden mi yapıyor? Bilgisizliğinden mi yapıyor? Neden yapıyor? Bunları da araştırıp öğrenmiş oluruz. Yoksa bu adamlar kaynar. Yine bir yerlerde durur durur bir şeyler yaparlar. Bunların deşifre edilmesi lazım.

 

(Üç gün sonra komşularının evinde cesedi bulunan on yaşındaki Ceylin Atik’in ölümüyle ilgili detaylar ortaya çıktı. Başının arka bölümünde darp izi tespit edildi. Küçük çocuğun katil zanlısı kadın, küçük çocuğun kaybolduğu sıralarda sık sık dedesinin yanına giderek “Bir ipucu bulursan bana haber et. O kişiyi bulursan bana haber ver. Lime lime doğrayacağım. Bunu yapan insan olamaz.” Diyormuş. Günde on beş defa uğruyormuş. Bu yüzden kadının olabileceğini tahmin etmemişler.)

Olur mu canım? O tip şeylerde en yakın binalarda oluyor zaten. Her seferinde öyle oluyor. En yakın yerde oluyor. Fazla uzakta olmuyor. Çok uzaklarda arıyorlar. Alakasız yerlerde arıyorlar. En yakın yerde oluyor. Ve ummadık kişilerde oluyor. Şüphe üstüne hareket edilmesi lazım. Bir de ailenin kanaati önemli değil, polisin kanaati önemli. Polis de orada kim olursa olsun hepsini kuşkulu görmesi gerekir. Görmüştür de diye düşünüyorum. Zaten yakalayamazlardı öyle olmasa.

 

(Suudi Kralı Selman, Somali Başbakanı’na Katar’la ilişkileri kesmesi için seksen milyon dolar önerdi. Aksi halde yardımları kesmekle tehdit etti. Somali Başbakanı ise buna rağmen krizde tarafsız kalacağını söyledi. Suudi Arabistan’ın teklifini kabul etmedi.)

Bunlar hiç gereksiz. Hepsi kardeş, yine yardım yapıyorsa yapsın. Ne bağlantıyı kesecek? Hepsi birleşsin. Teröre karşı, kavgaya, savaşa karşı ittifak edelim. Mehdiyet’in ışığı altında hepimiz toplanalım. İsa Mesih’in ışığı altında hepimiz toplanalım. Konuyu uzatmaya gerek yok. Bak, kriz her yerden patlıyor. Mehdiyet’in eksikliği her gün buram buram çok acı bir gerçek olarak Müslümanların feryatları arasında kendini gösteriyor. Mehdiyet’in nasıl lüzumlu ve gerekli olduğunu Allah bize her Allah’ın günü gösteriyor. Nereye baksak Mehdiyet’in ihtiyacı içindeyiz, nereye baksak.

 

(Serdar Turgut bugün bir TV programında Katar’dan sonra hedefin Türkiye olacağını ve bu planın arkasında İngiltere’nin bulunduğunu anlattı. Bir buçuk ay önce “Katar’a operasyon hazırlığı var ve bunun için İngiliz MI6 ile bağlantılıyız” diyen kaynağımın dediklerini aşırı temkinden dolayı yazmadığımdan bu yana onun ve benzeri kişilerin anlattıkları hakkında daha dikkatliyim. Bölge için yeni haritaların çizilmekte olduğu şu günlerde İngiltere ile birlikte Amerika, Katar Emiri Al Thani’nin gerekirse devrilmesi için çalışıyorlar.”)

Dediği doğru. Bir an önce İslam alemi birleşmesi gerekiyor. Rusya’yı da içine alacak şekilde İslam alemini hemen birleştirelim. Mehdiyet’in dışında bir kurtuluş olmadığı belli. Adım adım Müslümanları köşeye sıkıştırıyorlar. Bak, nereye baksak, hangi habere baksak Mehdiyet’in gerekliliği ortaya çıkıyor. PKK olayına bakıyoruz Mehdiyet gerekiyor, her şeyde Mehdiyet.

 

(Katar Dışişleri Bakanı Al Sani ile görüşen İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, “Tüm devletlere durumu yatıştırmaları ve arabuluculukla hızlı bir çözüm bulmaları çağrısı yapıyorum” dedi.)

Hem ortalığı karıştıran İngiliz derin devleti hem de yatıştıran İngilizler oluyor. Allah selamet versin.

Kardeşim, tek çözüm İslam aleminin birleşmesi. Baksana, “Cemaatleri şeffaflaştıralım” vs. Gelen Müslümana giden Müslümana. Bir acayiplik var. Müslüman cemaatler, gruplar hepsi uyanıp tek bir noktada birleşip İttihad-ı İslam’ı oluşturmaları gerekiyor. Kavgaya da gerilime de gerek yok.

 

Her Görüntüyü Yaratan Allah. İnsanların Gaflet İçinde Allah'ı Unutması Mucizedir

Bütün görüntüyü O sağlıyor, bütün sesleri O sağlıyor, bütün sevgiyi O sağlıyor, bütün sevdiklerimiz O’nun görüntüsü, her beğendiğimiz O’nun görüntüsü. Bir insanın çok gafil olması gerekiyor. Yani tamamı Allah’a ait, en ufak bir şeyin sana ait değil. Ses, görüntü, duyular, algılar, kokular, güzel kokular, tatlar hepsini muntazam yaratan tek güç vardır o da Allah’tır. İnsanları gaflet içinde Allah bize gösteriyor, sakın buna kapılıp insanlar gaflete girmesinler çok büyük hata olur, çok utanırlar yani çok büyük bir rezalet olur. Sakın ha. Allah diyor ayette bak, “insanlar zalim, cahildir ve nankördür” diyor. En ziyade etraftan çok etkileniyorlar. Kardeşim şu ekrana bak ona göre hareket et. Bu ekranı sürekli Allah gösteriyor. Bütün kokuları, tatları hepsini veren de Allah. Bu ekranın dışında da bir hayat yok. Allah ile insan iç içedir zaten. Unutması; görüntüye aldanıyor görüntüdeki diğer insanlar gafletteymiş gibi gösteriliyor birçoğu oradan kaynaklanıyor.

 

Mümin Malı Mülkü ve Zenginliği Allah İçin İster.

Dua Allah tarafından mutlaka kabul edilir, ibadet olarak kabul edilir. Ama mesela sen “Ya Rabbi” diyorsun “İslam’ı dünyaya hakim et.” Eğer samimi inanıyorsan o hayat içerisinde sen onu görürsün, İslam hakim olur. Çok candan inanıyorsan. Veyahut “Ya Rabbi” diyorsun mesela “benim sözümü bütün dünya dinlesin, herkese tebliğ yapmak istiyorum.” Allah bunu yaptırıyor, bunu isterse mümin oluyor. Ama çok candan ve çok samimi istemesi lazım. Mesela zenginlik, mal istiyor Allah verir ama Allah yolunda kullanması şartıyla. Kendine kullandığı an nasıl Hz. Adem (as)’ın üzerindeki elbise bir anda sıyrıldı gitti, malı mülkü bir anda gider.

 

(“Mehdi (as)’nin talebelerinin ismi acaba Kuran’da gizli midir?” sorusuna cevap)

Olabilir tabii. Yani Kuran’da çok fazla şifre sistemi var. Olabilir. Fakat şöyle söyleyeyim. Hz. Mehdi (as)’nin bütün yaşamına ait mühim olaylar, mühim isimler de bence Kuran’ın içinde var. Yani nasıl söyleyeyim? Kuran’da mesela durduk yere Cenab-ı Allah diyor ki “Meryem’in, İsa’nın bulunduğu ev yüksek bir yerdeydi” diyor. Bir vadinin tepesinde yukarda bir yerde ama aşağısı ayrı, bir su da var, aşağısından bir su arkı var, su var. Mesela bir yerden bahsediyor ve orada ağaçlar var, hurma var, yaş hurma var. Mesela bu bir detaydır. Mesela Kehf Suresi bir mağaradalar ve “onlar mağaranın genişçe orta boşluğundaydı.” (Kehf Suresi, 17) Bu bir özel anlatımdır. Mesela Yusuf Suresi’nde iki kişi var hapse giren Yusuf (as) ile hapse giren.  Onların konumuyla ilgili anlatımlar var, onlar özel bir anlatım. Yoksa adamın ölmesi işte ölüm şekli şu bu falan yahut hapisten çıkış şekilleri yani o yanındaki kişilerin detayları gereksiz olarak hiçbir şekilde bildirilmez. Hikaye olsun diye bomboş bir şey anlatılmaz Kuran’da. Yahut Hz. Hızır (as) ’ın mesela diyor ki “kayalıkta Hızır’la buluştular” diyor kayalıkta, kayalık bir yer. İki denizin birleştiği yerde ve kayalıkta. Bu kayalık ne bu? Bu özel bir detaydır. Kayalık bir bölgeden bahsediliyor. İki denizin birleştiği yer bir kere net İstanbul. İstanbul’da kayalık olan bir yer yani jeolojik dokusu kayalardan oluşan bir yerden bahsediyor. “Orada buluştular” diyor. Net anlatımlar bunlar. Bunu niye anlatsın Kuran hiçbir amacı yoksa? Mesela iki gruptan bahsediyor Kehf Suresi’nde, iki genç grubu. Niye bahsedilsin bundan? Yani gelmiş geçmiş, kimseyi ilgilendirmez olarak bilinir. Yani bir ders mahiyeti olmasa, bir amacı olmasa anlatmaz Allah onu. İki grup. Biri Hz. Mehdi (as) grubu, biri İsa Mesih’in grubu. Mesela diyor ki “Üstlerinde cami yaptık, altlarında da bir bina.” Niye bu detay verilsin? Milyonlarca cami var niye böyle bir detay verilsin? Özel bir camiden bahsedilmiş ve özel bir bina. Diyor ki mesela “Bir duvar buldular, duvarın altında hazine vardı” diyor, duvar, yıkık bir duvar. Bu yıkık duvar özel söylenen bir şey yani yıkık duvar kimseyi ilgilendirmez normalde. Yani hiçbir amacı olmayan bir şeyi Allah söylemez, o yıkık duvardan bir amaç var. Mesela Hz. Hızır (as)’ın duvarcı ustası olduğunu söylüyor Allah, o da kasten söylenmiş bir şey. Hz. Hızır (as)’ın duvarcı ustası olması kasten söylenmiş bir şey. “Duvarın altında ikisinin hazinesi vardı” (Kehf Suresi 82) diyor. Duvarın altında ne çıkar? Mehdi (as) için gizlenen kutsal emanetler çıkar duvarın altında. Nerede? Demek ki bu duvarın altında, bir taş duvarın altında. Taş duvar. “Taş duvarın altında hazine var” diyor Allah ayette, açık açık belirtmiş oluyor, işaret. Kutsal sandığın bulunduğunda bakın görün bir duvarın altından çıkacak yani bir taş yığını mı diyelim, taştan bir oluşum mu diyelim, özel getirilmiş taşlardan oluşan bir harabe duvarın altından çıkacağı anlaşılıyor. Mesela diyor ki “ikisi birlikte bir yol tuttular.” Sonra “ikisi” diyor, yine ikisi, yine ikisi. Sürekli ikiler tekrarlıyor. Neden yapsın Allah bu ikiyi tekrar tekrar? Aynı ayetin içinde defalarca iki geçiyor bir daha iki, bir daha iki söylüyor. Bunlar özel söylenen sözler, özel işaretler. Mesela Yusuf Suresi’nde diyor ki “kovayı sarkıttı.” (Yusuf Suresi 19) diyor. Kova çok uç bir detay kova. Su kabı, kap yani en az yüz tane ismi var kova çeşidi eşyaların, en az yüz tane. Ki bildiğimiz kova da değil, birçok şey. Kova özel olarak söyleniyor kova çağına işaret etmek için. “Müjde içinde bir çocuk.” (Yusuf Suresi 19) diyor. O da özel söylenmiş bir söz. “Kardeşleri onu tanıyamadı.” (Yusuf Suresi 58) diyor mesela Yusuf Suresi’nde, bu da özel söylenmiş bir söz. Yoksa geçmiş, hikaye kitabı olarak biz yani bir hikaye kitabı değil ki Kuran. Değil mi? Bir masal kitabı alırsın masal alemi diye ama masal anlatmıyor orada Allah, mühim bir olay anlatıyor, mühim meseleler anlatıyor. Mesela Yusuf (as)’da müthiş bir hukuk bilgisi var, hukuku çok iyi kullanıyor. Mesela bu özel detay. Kardeşlerinin onu tanıyamaması. Ama o kardeşlerini tanıyor. Bu özel bir detay. Yedi yıl, yedili yıllar mesela özel bir detay. On iki mesela on ikinci sure, özel bir detay. Mesela on iki yıldız özel bir detay. Güneş, ay sembolleri veriliyor. Bütün masonik semboller var Kuran’da, masonluğun bütün sembolleri. Mesela Kabe mikap taş şeklindedir, küp şeklindedir yapımı. Ve orada da göz şeklinde taş vardır. Masonlukta da aynı göz vardır. Yani yapı itibariyle de aynı göz şeklinde yapılmış zaten dikkat ederseniz, gümüş kap içerisinde göz görünümünde. Normalde bir amacı yok o taşın. Dönme sayısının tespiti için falan diyorlar ama mantıklı bir ifade değil bu, öyle bir şey değil. Özel olarak yapılmış bir şey. Mesela Kabe’nin altında birçok hazine çıkacak, Kabe’nin altında. Süleyman duvarının altında yine hazineler çıkacak. Taberiye Gölü’nde çıkacak, Hatay’dan çıkacak, Hatay’da mağaralardan birçok kutsal bilinen eşya çıkacak eskiye ait. Mesela bak “Kasaba halkı onları konuklamaktan kaçındı.” (Kehf Suresi, 77) diyor. Mesela özel bir ifadedir bu. Onlara karşı bir tepki var. Mesela “eğer isteseydin gerçekten buna karşılık bir ücret alabilirin.” (Kehf Suresi, 77)  Para almıyor, para almadan hizmet ediyor. Hz. Mehdi (as)’ın de bir vasfıdır bu, İsa Mesih’in de vasfı. Ama şu an mesela normal gelenekçi hocalar parasız pek iş yapan çok nadir oluyor. Mesela diyor ki “Musa genç yardımcısına…” (Kehf Suresi, 60) genç yardımcı niye genç özellikle desin? “Genç yardımcısı.” Adamın yaşı niye önemli olsun? Özellikle diyor Allah “genç yardımcısı.” Mesela Ashab-ı Kehf’te de özellikle “gençlerden oluşuyor” diyor. Yani yedi kişiydiler der Kuran, biter. Veyahut “insanlar, bir insan topluluğuydu, bir topluluktu, bir Müslüman topluluğuydu” der. Diyor mesela Kuran’da öyle yerler var hiç detaya girmiyor. Ama orada özellikle bu şekilde belirtiliyor.



DEVAMINI GÖSTER

BENZER ESERLER